Siyonist Toplum Direnişe Karşı Geri Çekilmeye Hazırlanıyor


Siyonist Toplum Direnişe Karşı Geri Çekilmeye Hazırlanıyor

İbranice yayın yapan bir gazete yayınladığı haberinde şunları yazdı: İsrail muhtemelen Hamas'ın ön koşullarını, yani daha önceki müzakere turlarında reddettiği ön koşulları kabul edecek.

Tesnim Haber Ajansı - Yediot Aharanot gazetesi bu haberini Pazar sayısının ana manşetinde müzakerelere yakın bilgili kaynaklardan alıntı yaparak yazdı. Buna göre İsrailli müzakerecinin gündemi, Hamas'ın mümkün olduğu kadar çok kişiyi serbest bırakmayı kabul edeceği bir anlaşmaya varmak ve Gazze Şeridi'nin bölünmesinden vazgeçmeye hazır olduğunu ilan etmektir.

Bu gazetenin analisti ve muhabiri Ronin Bergman, raporunun devamında İzzetin el-Kassam Tugaylarının geçtiğimiz günlerde videosunu yayınladığı iki Siyonist esirin fotoğrafını da beraberinde yayınladığı analizinde şunları yazdı: Dün kaçırılanlarla ilgili müzakerelerin muhbirlerinden biri bu konuyla ilgili yeni bir haber açıkladı. Tabii eğer gerçekten müzakereler varsa, çünkü bu süreci kasıtlı olarak kaçırılanların iadesine yönelik müzakereler olarak adlandırmak istemiyorum, nedeni ise açık; eğer bu müzakerelerin amacı gerçekten iadeye yönelik olsaydı ve İsrail bu alanda tüm gücünü kullansaydı, bu insanlar uzun zaman önce evlerinde olacaklardı.

Bu Siyonist analist şunları ekledi: Bildiğiniz gibi, askeri saldırı öncesinde Hamas'ın bugünkü teklifine benzer bir teklifte bulunduğunu ve belki de bu teklifin İsrail için daha doğru olacağını bildiğimiz halde, başlangıçta onu kabul etmeyerek ancak askeri bir saldırının rehineleri serbest bırakabileceği iddia ediliyordu.

Ancak beş ay önce yapılan ilk anlaşmanın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Han Yunus’un onların karargahları olduğunu açıkladılar, Yoaf Gallant da bu konuyu duyurdu ve şunları söyledi: "el-Sinvar’a saldıracağız, orada ona baskı uygulayacağız ve rehineleri serbest bırakacağız." Ancak daha sonra bu durumun sorunları daha da artırdığı ve meseleyi daha da karmaşık hale getirdiği ortaya çıktı.

Şimdi diyorlar ki; "Ancak Refah'ta kazanırsak tam zafer elde edilecek, rehineler serbest bırakılacak ve Sinvar’ın kafatası getirilecek." Ancak şunu da söylemek gerekir ki, daha pek çok şey yapma ihtimallerinin olmasıyla birlikte Refah'ın işgalinden sonra pazarlık yapacak herhangi bir rehinenin hayatta kalması pek mümkün görünmüyor.

Yediot Aharanot'un bu analizinin bir başka bölümünde şöyle deniyor: Bugün İsrail iki paralel eksende faaliyet gösteriyor; Biri anlaşmayı takip ediyor, diğeri Refah işgalinin peşinde.

Netanyahu'nun politikalarının termometresi ve test cihazı görevi gören İsrail Dışişleri Bakanı Katz bile dün şöyle demişti. "Anlaşmaya varılması Refah işgalini geciktirebilir." Bu cümleleri Başkan Biden söylemiş olsaydı, Netanyahu bu sözlerinin rezalet olduğunu hemen açıklayarak bunun Sinvar’a cesaret vereceğini söyler ve Ben Gvir de konuşmacıyı İsrail'in düşmanı olarak tanıtırdı.

Ancak görünen o ki, kabine unsurları ve hatta güvenlik kurumları, İsrail toplumuna kendi taleplerini dayatmanın bir sınırı olduğunu ve yakın gelecekte İsrail toplumuna açıklanacak çarpıtma ve aldatmacalarının boyutunun ortaya çıkacağını anlamış durumdalar.

Bu raporda yazar şunu vurguluyor: Artık İsrail'in başka seçeneği yok, önünde iki seçenek var; Ya öyle ya da böyle ortası yok, ya kaçırılanların tamamının geri dönmesini sağlayacak bir anlaşmaya varmalıyız ya da askeri operasyonları genişleterek İsrail'in çökmesine yönelik adımlar atmalıyız.

Yazar şunu vurguladı: İlk iki buçuk haftadan bu yana, Gazze Şeridi'ne kara saldırısı öncesinde, savaşın kısa vadeli ve hedefli olmaması durumunda amacına ulaşamayacağını açıklamıştık.

 

Bu sonuca varmak için eğitimli ve konular hakkında çok bilgili olmanıza gerek yok, sadece dikkatli düşünmeniz ve yanlış çıkarımlara ve mutlak zafer yanılsamalarına kapılmamanız yeterlidir.

Bu işgal rejimi analisti yazısının devamında şunları ekledi: İsrail'e karşı mevcut iki eğilimin incelenmesi; bunlardan biri İsrail'in ilan ettiği savaş hedeflerini gerçekleştirmek olan Refah'ın işgali, Hamas'ın yok edilmesi ve kaçırılanların serbest bırakılmasıdır ve bunların her biri kendi ayrı eksenine sahiptir ve Mutlak Güney başlığı altında da anılabilir.

Ancak kaçırılanların serbest bırakılmasına ilişkin anlaşmayla ilgili olarak. Eğer bu anlaşma gerçekten gerçekleşirse, İsrail'in, siyasi liderlerin Hamas tarafından teklif edildiğinde kabul etmeye istekli olmadıklarını defalarca vurguladıkları koşulları nihayet kabul ettiği herkes için açık olacaktır. Yani bir süre öncesine kadar kabul edilemez olan koşullar şimdi tartışma ve inceleme konusu oluyor ve koşullar bu şekilde olumlu yönde ilerlerse ilk aşama anlaşmanın çerçevesi olarak değerlendirilecek.

Bu uzun analizin devamında yazar şunları söylüyor: Belki İsrail kısa süre önce müzakerelerin çökmesine neden olan koşulları kabul edecek. O koşullarda Hamas'ın kırktan çok daha az sayıda hayatta olan esiri serbest bırakması ve ilk aşamada sivillerin ve beş kadın askerin serbest bırakılması söz konusuydu ve erkek askerlerin serbest bırakılması sürecini kapsamıyordu.

Hamas yalnızca 18 kişiyi serbest bırakmaya hazır olduğunu ve geri kalanı üzerinde şu anda hiçbir bilgisi veya kontrolü olmadığını açıkladı ancak İsrail, Hamas'ın serbest bırakılmasıyla ilgili tüm konulara bağlı kalmaması nedeniyle yakın zamana kadar bu anlaşmayı kabul etmiyordu ancak şimdi süreç devam ediyor değişti.

Hamas'ın talep ettiği ikinci konu ise Gazze Şeridi'nin iki kısmı arasında oluşturulan sınırın kaldırılması, İsrail daha önce ve bugüne kadar buna karşı çıkmıştı ama görünen o ki Mısırlı arabulucular bu konuyu da inceleme fırsatı bulmuşlar. Elbette Netanyahu'nun geri adım atması ve fikrini değiştirmesi ihtimali hâlâ mevcut.

Müzakerelerde son günlerde azaldığı söylenen bir diğer boşluk ise kalıcı ateşkes karşılığında gerçekleştirilen mübadelenin ikinci aşamasında erkek askerlerin serbest bırakılması. Bu eylem kişisel olarak Netanyahu'ya ölümcül bir darbe olabilir. Ancak her iki tarafın da bu konuda bir metin oluşturmaya yaklaştığı da değerlendirilebilir. Ama bu mutlaka önemli ve çok aşamalı müzakerelerden sonra gerçekleşecektir. Her bir tarafın müzakerelerin yönünü ve hedefini tamamen değiştirme olanağına sahip olacağı müzakerelerden sonra.

Bu raporun sonunda yazar şunu vurguluyor: Tercihen İsrail'in tüm bu talepleri kabul edeceği öngörülüyor, halbuki bu anlaşma çok daha önce yapılabilirdi ve kaçırılanların çoğunun hayatta kalması ve hayatta kalanların daha az acı çekmesi mümkün olabilirdi.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler