Tesnim Haber Ajansı - ABD Kongresi’nin talebiyle ve Çin’in Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik askerî tehditlerinin incelenmesi amacıyla hazırlanan Pentagon’un en yeni raporu, dün akşam Pentagon’un resmî internet sitesinde yayımlandı. Bu rapor, Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde bu türde yayımlanan ilk rapor olma niteliğini taşıyor.

Raporda, Çin ordusunun giderek daha gelişmiş ve daha yüksek bir dayanıklılığa sahip hâle geldiği, ABD ile büyük anlaşmalara varma konusunda ise temkinli bir yaklaşım benimsediği ifade edildi. Aynı zamanda Pekin’in Tayvan üzerindeki baskıları artırdığı ve Rusya’nın Ukrayna savaşında yaşadığı başarısızlıklar ile sorunlardan elde edilen ders ve tecrübelerden yararlandığı kaydedildi.
Raporda ayrıca, Çin ile Rusya’nın stratejik ortaklıklarını sürekli olarak derinleştirdikleri ve bunun “neredeyse kesin” biçimde her iki ülkenin ABD’ye karşı koyma yönündeki ortak çıkarlarından kaynaklandığı belirtildi. Bununla birlikte, taraflar arasındaki “karşılıklı güvensizliğin” bu işbirliğini belirli ölçüde sınırladığına da dikkat çekildi.

Bazı uzmanlar, Çin’in hipersonik silahların araştırma ve geliştirilmesi alanında ABD’yi geride bıraktığı uyarısında bulundu. Trump’ın ilerletmeyi hedeflediği “Altın Kubbe” savunma sistemi, hipersonik silahlar dâhil olmak üzere çeşitli yeni ortaya çıkan tehditlere karşı koymak amacıyla tasarlanmış olup, aynı zamanda daha geleneksel balistik füzelere karşı savunma için de kullanılacak.

Bu raporun Aralık 2024’te Biden yönetimi döneminde yayımlanan önceki versiyonunda, Çin’in “uluslararası düzeni yeniden şekillendirme hem niyetine hem de giderek artan kapasitesine sahip” tek ABD rakibi olduğu uyarısı yapılmış ve “Çin’in artan askerî gücünden” kaynaklanan meydan okumalarla mücadele edilmesinin gerekliliği vurgulanmıştı.

Öte yandan, Amerikan medyası pazartesi günü Pentagon’a ait bir rapor taslağını yayımlayarak, Çin’in Moğolistan sınırı yakınlarında bulunan üç yeni kıtalararası füze silosunda, katı yakıtlı Dongfeng-31 tipi 100’den fazla kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceğini bildirdi.
ABD’nin önceki istihbarat verileri, yalnızca bu siloların varlığını ortaya koymuş, ancak içlerinde konuşlandırılan füzelerin sayısını netleştirmemişti.

Raporda, bu füzelerin belirli bir potansiyel hedefe yönelip yönelmediği teyit edilmezken, Pekin’in askerî seçeneklerini yeniden düzenlediği ve Tayvan’ı ele geçirmek için “çıplak güç” kullanımına başvurabileceği ifade edildi.

Bu seçeneklerin, yaklaşık 1500 ila 2000 deniz mili menzile sahip füzelerin fırlatılmasını da kapsadığı ve “yeterli sayıya sahip olmaları hâlinde, Asya-Pasifik bölgesi çevresindeki olası çatışmalarda ABD için ciddi ve bozucu bir meydan okuma oluşturabilecekleri” belirtildi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, dün Pentagon’un iddialarına tepki olarak yaptığı açıklamada, bu tür söylemlerin ABD’nin alışılmış bir yöntemi olduğunu ve amacının nükleer güçlerini modernize etmeyi hızlandırmak için bahane üretmek ve küresel stratejik istikrarı zedelemek olduğunu söyledi. Lin, uluslararası toplumun bu konuda dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Lin Jian ayrıca, dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip süper güç olarak ABD’nin, öncelikle nükleer silahsızlanma alanındaki özel ve öncelikli sorumluluğunu fiilen yerine getirmesi ve nükleer cephaneliğini ciddi ve esaslı biçimde azaltması gerektiğini belirtti. Bunun, diğer nükleer silaha sahip ülkelerin nükleer silahsızlanma sürecine katılması için gerekli koşulları sağlayacağını ifade etti.