Tesnim Haber Ajansı - Lübnan Parlamentosu’nda Direnişe Sadakat Bloğu Fraksiyonu’nun kıdemli üyesi olan Ali Feyyaz, ülkesindeki son gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, ulusal hakların elde edilmesi amacıyla yürütülen her türlü diplomatik ya da siyasi çabanın, güç, istikrar ve direnç unsurlarına dayanmadığı takdirde sonuçsuz kalacağını söyledi.

Ali Feyyaz, Nebatiye’de düzenlenen bir anma töreni sırasında yaptığı konuşmada, Lübnan devletinin egemenliği ve milli çıkarları koruyabilmesi için asgari düzeyde bir dengeye ve istikrara ihtiyaç duyduğunu belirtti. Siyonist rejimin Lübnan’da ve bölge genelinde tüm kararları, anlaşmaları ve uluslararası normları ihlal eden suç teşkil eden saldırılarının, direnişin meşruiyetini yeniden teyit ettiğini ve ona duyulan ihtiyacı daha da derinleştirdiğini ifade etti.

Hizbullah milletvekili, herhangi bir güvenilir alternatifin bulunmaması halinde direnişin, Lübnan’ın milli haklarını korumak ve kendini savunmak yönündeki doğal hakkına bağlı kalmaya devam ettiğini vurguladı. Lübnan’a çeşitli taraflarca sunulan seçeneklerin, gerçekte ülkeyi teslimiyete ve felaketle sonuçlanacak bir kadere sürüklemek anlamına geldiğini söyledi.

Mekanizma Komitesi’nde (ateşkesin uygulanmasını denetleyen) Nakura bölgesinde yürütülen müzakerelere değinen Feyyaz, bu komitede yapılan görüşmelerin, ateşkesi denetlemek ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı uyarınca Siyonist rejimi Lübnan topraklarından geri püskürtmekle görevli olan Mekanizma Komitesi’nin çerçevesini aştığını belirtti.

Ali Feyyaz ayrıca, Litani Nehri’nin kuzeyine ilişkin sözde ikinci ateşkes aşamasına geçilmesi yönündeki taleplerin, Siyonist düşmanın hâlâ bu nehrin güneyindeki sınır bölgelerini işgal ettiği, Lübnan ordusunun konuşlanmasını engellediği ve saldırılarını ile suikastlarını sürdürdüğü bir dönemde gündeme getirildiğini ifade etti.

Direniş Fraksiyonu temsilcisi, bu durumun yıkıcı bir müzakere ve siyasi tehdit oluşturduğunu, düşmana karşı bir denge kurulması ya da Lübnan’ın hedeflerine ulaşılması için hiçbir zemin sağlamadığını; bunun yanı sıra Lübnan’ın birliğini tehdit eden iç karmaşıklıklar ve hassasiyetler yarattığını kaydetti.
Hizbullah milletvekili, konuşmasının devamında direnişin 1701 sayılı karar, ateşkes anlaşması ve Lübnan’ın kendini savunma hakkına tam bağlılığını yineleyerek, direnişin hükümetle olumlu işbirliğine hazır olduğunu, Lübnan ordusunun konuşlandırılmasını desteklediğini ve egemenliğinin ülkenin tüm topraklarına yayılmasına katkı sunacağını açıkladı.

Konuşmasının sonunda Feyyaz, Lübnan’ın çıkarlarının iç birliğin güçlendirilmesini ve ihtilafların körüklenmesinden kaçınılmasını gerektirdiğini belirtti; zira iç cephenin zayıflatılmasının düşmanın yararına olduğunu, işgalcilere karşı durmak ve Siyonist rejimin Lübnan topraklarından tamamen çekilmesini sağlamak için ulusal çaba ve tutumların birleşmesi gerektiğini vurguladı.