Milli Savunma Üniversitesi Rektörü: İran 12 Günlük Savaştan Öncesine Göre Daha Güçlüdür

Tesnim Haber Ajansı- Şehit Kasım Süleymani’nin şehadetinin altıncı yıl dönümü münasebetiyle, İran İslam Cumhuriyeti ile Siyonist rejim arasındaki "12 Günlük Savaş" hakkındaki anlatıları açıklama ve şüpheleri yanıtlama konulu ihtisas oturumu Milli Savunma Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Toplantı; akademisyenler, düşünürler, direniş ve medya alanındaki uzmanların katılımıyla, savaş anlatılarının stratejik boyutlarını açıklamak ve düşmanın İran'a yönelik medya ve bilişsel savaşını incelemek amacıyla düzenlendi.

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Tümgeneral İsmail Ahmedi Mukaddem, oturumda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana ABD en büyük güç olarak sahneye çıktı ve dünya tek kutuplu hale geldi. ABD, uluslararası kurallara dayanmadan müdahalelerini genişletti, hatta Birleşmiş Milletler izinlerini görmezden gelerek normlara uymadı. Ancak 11 Eylül ve Irak işgalinden sonra, nihayetinde bölgeyi terk etmek ve başarısızlığı bir kaçış şeklinde kabul etmek zorunda kaldılar."

Ahmedi Mukaddem konuşmasına şöyle devam etti: "Bugün Trump, bölgede binlerce dolar harcadıklarını ancak hiçbir kazanım elde edemediklerini düşünüyor. Zaman geçtikçe, başlangıçtaki yüzeysel zaferlerin stratejik yenilgilere dönüştüğünü görüyoruz."

Şehit Süleymani'yi anan Ahmedi Mukaddem, onun bölgedeki Batı tahakkümüne karşı mücadelede merkezi bir komutan olduğunu ve onların operasyonlarını başarısızlığa uğrattığını belirtti.

Batı Gücünün Gerilemesi ve Yeni Güvenlik Belgeleri

7 Ekim'den sonra bölgenin büyük değişimlere uğradığını ve bugün Batı gücünün çöküşüne şahitlik ettiklerini söyleyen Ahmedi Mukaddem: "Rusya-Ukrayna savaşında da Rusya'nın tüm Avrupa'ya karşı zafer kazanmakta olduğunu görüyoruz. ABD ulusal güvenlik belgesine atıfta bulunuyorum; Trump ve ABD'nin zihnindeki Avrupa, yaşlı, aciz ve çeşitli krizlerle boğuşan yenilmiş bir Avrupa'dır. Başlangıçta yenileceği öngörülen Rusya ise bugün sahanın fatihidir." dedi.

Büyük güçlerin çöküş dönemlerinin riskli olduğunu belirten Rektör, gerilemekte olan güçlerin iktidarlarını korumak için daha tehlikeli hale geldiğini ifade etti. ABD güvenlik belgesinde bölgedeki 80 yıllık savaşların sonuna işaret edildiğini, ABD'nin varlık nedeni olan enerjiye artık ihtiyacı kalmadığını ve bölgedeki savaşları bitirmek istediğini belirtti.

Siyonist Rejimin "Yenilmezlik" Efsanesinin Çöküşü

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü şunları ekledi: "Belgede İran'a değinilerek, İran'ın füze ve nükleer gücünün kendileri için tehdit olmasına izin verilmeyeceği söyleniyor. 7 Ekim'den sonra savaşlar sadece Filistin ile sınırlı kalmayıp diğer bölgelere de yayıldı. Lübnan ve Gazze'ye yapılan saldırılar ile Esad'ın düşüşünden sonra Siyonistlerde bir zafer hissi oluştu ve İran'a saldırarak galip geleceklerini sandılar; ancak İran'a yapılan saldırıda onların 'yenilmezlik' efsanesi yerle bir oldu."
Ahmedi Mukaddem şöyle devam etti: "Onların ilk hedefi Filistin meselesini ortadan kaldırmaktı ancak ABD yardımına ve katliamlara rağmen başarılı olamadılar. İslam Cumhuriyeti'ne saldırmanın çöküş getireceğini düşündüler ama bu durum İran'da birliğe yol açtı. İran, saldırı öncesi seviyesine, hatta daha güçlü bir konuma dönmeyi başarmıştır."

Uzlaşma süreçlerinin durduğunu ve bir silahlanma yarışına dönüştüğünü belirten Ahmedi Mukaddem: "İki yılın ardından direniş gücünün zirvesindedir. Siyonist rejimin ekonomisi ağır darbeler almış ve askeri harcamaları artmıştır. 'Nil'den Fırat'a' hedefi olan rejim, artık sadece hayatta kalmaya odaklanmıştır. Irak'taki direniş ekseni seçimlerde büyük bir başarı elde etmiştir." dedi.

Savaşın sadece askeri olmadığını, "Hibrit Savaş" (Karma Savaş) döneminde olunduğunu vurgulayan Rektör: "Hukuk, medya, ekonomi ve askeri silahlar bir bütün olarak hedeflere hizmet etmelidir. ABD; İran ve Venezuela'ya ekonomik baskı, bilişsel savaş, hukuki baskı ve son olarak İran'ın nükleer tesislerine yönelik yapılan o gösteriş amaçlı hava operasyonu gibi eylemlerle yaklaşmıştır. Bugün anlatıların savaşı (War of Narratives), askeri silahtan daha etkilidir. Meydanın tozu dumanı dağıldığında asıl galibin kim olduğu belli olacaktır." şeklinde konuştu.

Son olarak İran Silahlı Kuvvetleri'nin yapısının büyük bir değişikliğe uğramadığını ancak İran'ın savaştan sonra kendisini yeniden inşa ettiğini, zayıf noktalarını giderdiğini ve artık çok daha kararlı bir yanıt verme kapasitesine ulaştığını belirtti.