Arap Uzman: İsrail’le Normalleşmenin Suudi Arabistan'a Faydası Yok

Tesnim Haber Ajansı- Arapça olarak yayımlanan Rey El Yevm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Filistinli gazeteci Abdulbari Atvan, Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesi hakkında bir yazı kaleme aldı.
İşgalci rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Filistin’in olmadığı bir harita sundu. Filistin’in olmadığı haritada işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi İsrail’in bir parçası olarak görüldü.

Yazısında Binyamin Netanyahunun bu girişimini değerlendiren Atvan, ‘’Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşması sırasında tarihi ve İslami mirasına saygı duyan eski dönem Arap temsilciler orada olsaydı, İşgalci rejimin Başbakanı’nın Filistin'in olmadığı sözde ‘Yeni Ortadoğu’ adlı haritayı sunduğu Birleşmiş Milletler binasını hemen terk ederlerdi; bugün tarihin en kötü dönemini yaşıyoruz ve pek çok Arap lider rengi, tadı ve kokusu olmayan su gibidir; kimliklerini ve değerlerini zerre kadar önemsemiyorlar.’’ dedi.

Aşırı Sağcı Siyonist Partilerin Filistin'i Dünya Haritasından Çıkarma Planı

Abdulbari Atvan, “Netanyahu'nun kibir ve küstahlığının haddini aştığını belirterek, onun Siyonist yerleşimciler tarafından reddedilen ve nefret saçan bir isim olduğunu söyledi. O Birleşmiş Milletler'de sanki Arap dünyasının şu anki lideriymiş gibi konuşuyordu. Netanyahu bölgeyile ilgli kararlar alıp haritasını çizebileceğini ve Arapların kaderini belirleyebileceğini sanıdı. Netanyahu’nun Hizbullah'ın Şeba topraklarındaki çadırlarını yıkmaya, Gazze Şeridi'ne saldırmak için tank göndermeye, hatta Beyrut'ta bir suikast düzenlemeye cesareti yok, çünkü sonuçlarından korkuyor.” ifadesini kullandı.
Atvan’a göre, Netanyahu'nun BM kürsüsünden sunduğu sözde ‘Yeni Ortadoğu’ haritasında Mısır, Ürdün, Sudan, BAE, Bahreyn gibi uzlaşma yapan ülkelerin yanı sıra işgalci rejimle normalleşmenin eşiğinde olan Suudi Arabistan gibi ülkeler de yer alıyordu. Allah'a şükürler olsun ki, Siyonistlerle her türlü normalleşmeyi reddeden Irak, Suriye, Yemen, Lübnan, Umman Krallığı gibi asil ve şerefli Arap ülkelerinin isimleri bu haritada yoktu ve bu, bahsi geçen ülkelerin liderlerinin ve halklarının göğüslerinde bulunan bir milli şeref madalyasıdır. Netanyahu'nun sunduğu harita onun ırkçı ve terör emellerini yansıtıyor.
Arap yorumcu Atvan’ın kaleme aldığı yazıda, ‘’Siyonistlerin planları gündeme geldiğinde, hemen Netanyahu'nun faşist ve ırkçı müridi ve onun aşırı sağ kabinesinin maliye bakanı Bezalel Smotrich’in planından bahsetmek gerekir. Geçenlerde Paris'te bir konferansa katılan Smotrich, Batı Şeria ve Ürdün'ün tamamının Siyonist rejimin işgal ettiği topraklara ilhakını içeren bir harita göstermişti. Gelecekte bu haritaya Mısır, hatta Mekke ve Medine’nin de eklenmesi mümkün ve Siyonistler Arap topraklarını Yahudilerin payı olarak görecekler. Netanyahu, Tel Aviv ile normalleşmenin koşulu olarak Filistin ulusunun bağımsız bir Filistin devletinin kurulması yönündeki taleplerinin yerine getirilmesini şart koşan tüm Arap rejimlerini bypass etti ve Araplarla normalleşme anlaşmaları imzalamış olmasından gurur duyuyor. Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki her türlü normalleşme anlaşmasında Filisitn meselesine yer verlmiyor.’’ ifadelerine yer verildi.

Arap Ülkeleri İşgalcilerden Nefret Ediyor

Atvan’a göre, Arap ülkeleri ile işgalci rejim arasında herhangi bir normalleşme anlaşmasına sadece Filistin halkı karşı çıkmıyor. Aksine Arap yüzde 100'ü buna karşı çıkıp işgalcilerle normalleşmeyi ihanet olarak değerlendiriyor. Siyonist düşmanla bu tür anlaşmalar imzalayan Arap liderleri hiçbir şekilde kendi milletlerinin temsilcisi değillerdir ve bu ülkelern halkları onları reddediyor.
Katar'daki Dünya Kupası'nda Arapların Siyonistlere karşı nefretlerini nasıl dile getirdiklerini, onları nasıl aşağıladıklarını gördük. Ayrıca Siyonist Rejimi destekleyen Amerikan Orta Doğu Enstitüsü'nün yaptığı anket sonuçları, sadece bir yıl içinde Bahreyn ile BAE'nin Tel Aviv ile normalleşme anlaşmasına Arap ülkeleri arasında destek verenlerin sayısının önemli ölçüde azaldığını gösteriyor.

İsrail İle Normalleşme Suudi Arabistan'ın İşine Yaramaz

Abdulbari Atvan’ın yazısında, ‘’Filistin halkının normalleşme anlaşmalarına karşı çıkma hakkını  ortadan kaldırmaya çalışan Netanyahu, kendine Suudi Arabistan'ın nükleer teknoloji elde etme çabasını engelleme hakkı tanıyor. O son basın açıkamasında "İsrail ile normalleşme karşılığında Suudi Arabistan'ı nükleer teknolojiyle donatmaya gerek olmadığını" savundu. Sanki Netanyahu İsrail'in 200 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu unutmuş. Rejim UAEA müfettişlerinin bu savaş başlıklarını üreten Dimona nükleer tesisine yaklaşmasına bile izin vermiyor.’’ denildi.

Araplar adına karar alma hakkını kendisine tanıyan ve ciddi bir ekonomik büyüme kaydeden Suudi Arabistan'a kendi şartlarını dayatmaya çalışan Netanyahu’nun tutumunu eleştiren Atvan şöyle devam etti:
‘’Suudi Arabistan'ın işgalci rejimle ilişkilerini normalleştirmemesini, büyük ödülü Siyonistlere sunmamasını, Amerikalıların ve İsraillilerin şartlarına teslim olmamasını umuyoruz; çünkü Suudi Arabistan, hızla çöküşe yaklaşan ve şu anda direniş gruplar ve Filistin milletinin tehdidi altında olan Siyonist Rejim’den çok daha büyük ve güçlüdür; Arap topraklarını işgal eden, çökme tehlikesiyle karşı karşıya olan faşist rejimle normalleşme, Suudi Arabistan'ın işine yaramaz, hatta ülkenin güvenliği ve istikrarı açısından da tehlikelidir ve Arap ve İslam dünyasındaki konumunu zayıflatır. Üstelik Batı ve Amerika da bu ağır yükten kurtulmak istiyor.’’ 

Son olarak yazıda, ‘’Çevresi çok sayıda direniş füzesi ve İHA ile kuşatılan rejimin iç ve dış güvenliği ve istikrarı yoktur. Önde gelen Siyonist düşünürler ve yetkililerin bile bu sahte rejimin 80’ncı kuruluş yılını görmeyeceğine inandığını unutulmamalıdır. Geçmişte bazı Arap ülkeleri Amerika'nın gözüne girme kapısının Tel Aviv olduğunu düşünüyordu, bu yüzden normalleşmeye başvururlardı.
Ancak şimdi her şey tersine dönmüş durumda ve Suudi Arabistan'ı cezalandırıp dünyadan izole edeceğini belirten Joe Biden'ın bu ülkeye Siyonistlerle uzlaşması için yalvardığını görüyoruz. Son olarak, belki de normalleşme sürecinde tüm yumurtalarını Siyonist-Amerikan sepetine koyan Arap devletlerin içinde bulunduğu sefil durumdan ders almalı. Araplar gerçekten ne zaman uyanmak istiyor?’’ ifadeleri kullanıldı.