Celali: Bölgemizdeki güvenlik tehditlerinin kökeni bölge dışı aktörlerin müdahalelerinden kaynaklanmaktadır

Tesnim Haber Ajansı- İran Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Moskova'da düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü Parlamenter Toplantısının 16. oturumuna gönderdiği mesajda, İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgesel barış ve güvenliği güçlendirmek amacıyla yakınlaşma yoluna hazır olduğunu vurguladı.

Kalibaf bu toplantıya gönderdiği ve İran’ın Rusya Büyükelçisi Kazım Celali tarafından okunan mesajda, Hz. İsa'nın doğuşunu ve yeni yılın başlangıcını kutlayarak şunu vurguladı: Parlamentolarda, güvenliğe ve sürdürülebilir barışa ulaşmak için savaş ve çatışmadan, şiddetten ve aşırılıktan arınmış, kapsamlı, eşit ve faydalı işbirliğinin geliştirilmesine dayanan bir dünya inşa etmek için gerekli kapasiteler bulunmaktadır.

Bölgenin çok sayıda güvenlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirten Kazım Celali ise, şunları kaydetti: Bu çerçevede İran İslam Cumhuriyeti, son 30 yılda Rusya ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün diğer üyeleriyle yakın güvenlik işbirliği içindeydi.

Celali şunları hatırlattı: Batı Asya'da IŞİD gibi terör gruplarının oluşması ve meşru yönetimleri devirmeye yönelik girişimler, bölgede güvensizliği artırmaya yönelik hedefli bir çabanın göstergesiydi. Bu zor dönemde İran İslam Cumhuriyeti ile Rusya arasındaki güvenlik ve askeri iş birliği, Kasım Süleymani'nin cesareti ile birlikte bölgede güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etmiş, Amerika ve müttefiklerinin planlarını bozmuştur. Ancak bu tehditler halen devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde İran’da gerçekleşen terör olayı 11 İran polisi ve sınır muhafızının şehit olmasına yol açtı. Bu trajik olay, Batılı güçlerin desteklediği terör örgütleri tarafından gerçekleştirilmiştir ve Birleşmiş Milletler bunu kınamıştır.

Bölgedeki güvenlik tehditleri bölge dışı güçlerin müdahalelerinden kaynaklanmaktadır

İran'ın Moskova büyükelçisi şunları kaydetti: Bu tür olaylar, bölgemizdeki ortak güvenlik sorunlarının ve tehditlerinin esas olarak bölge dışı güçlerin ve aktörlerin müdahalelerinden kaynaklandığını göstermektedir. Şu anda Batı Asya bölgesi, ABD ve Siyonist rejimin eylemlerinin sonucu olan istikrarsızlık ve güvensizliğe Filistin’de bir kez daha tanık oluyor. Bu dönemde İsrail apartheid rejimi uluslararası hukuk ve hakları ihlal eden eylemlerde bulundu. Yasaklanmış fosfor bombalarının kullanılması, konutların yıkılması, hastanelerin, camilerin, kiliselerin ve okulların bombalanması uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerinin açık örnekleridir. Batı'nın güvenlik kavramı ve uluslararası sistemin temel ilkeleri konusunda uyguladığı çifte standart, dünya çapında istikrarsızlığın devam etmesinin ve güvensizliğin yayılmasının nedenlerinden biridir.

Sürdürülebilir barış çözümü

Konuşmasının bir başka bölümünde Celali şunları kaydetti: Birleşmiş Milletler Şartı'nın ve uluslararası hukukun hedef ve ilkelerine dayanarak, Filistinli grupların topraklarını savunma hakkı meşru hakları kapsamındadır. Kalıcı barış ancak Siyonist saldırganlığın ortadan kaldırılmasıyla birlikte  anavatanlarından sürülen tüm Filistinlilerin geri dönme hakkına dayanan ve tüm Filistin topraklarında başkenti Kudüs-ü Şerif olan bir Filistin devletinin kurulması da dahil olmak üzere Filistin halkının haklarının garanti altına alınması mümkün olacaktır.

Güvenliği sağlamak küresel bir meseledir

Kazım Celali ayrıca şunları vurguladı: Güvenlik ve sürdürülebilir barışa ulaşmak küresel bir meseledir ve bu bağlamda İran İslam Cumhuriyeti, diğer ülkelerle işbirliği yaparak bunu başarmak için tüm kapasitelerini kullanacaktır. İran ve Rusya'nın son yıllarda Umman Denizi ve Hint Okyanusu'nda ortak askeri tatbikatlar düzenlemesi, bölge ülkeleri tarafından alınan olumlu önlemlerin ve bölgenin güvenliğinin sağlanmasına yönelik çabanın bir göstergesidir. İran İslam Cumhuriyeti, bölge dışı aktörlerin müdahalesi olmaksızın, bölge ülkelerinin etkin gücüne ve kapasitesine dayanılarak kolektif güvenliğin sağlanmasının, sorun ve krizlerin çözümünde ve çıkarlarının sağlanmasında gerekli olduğuna inanmaktadır.