Hizbullah'ın Amerikan ve Fransız Planı Karşısında Diplomatik Dirayeti


Hizbullah'ın Amerikan ve Fransız Planı Karşısında Diplomatik Dirayeti

Lübnan direnişi, Siyonist rejimin kuzey cephesindeki savaşı durdurmak için Amerika ve Fransa'nın sunduğu planlara karşı muğlaklık politikası benimseyerek müzakere kanallarını korumaya çalışırken aynı zamanda Gazze'ye desteğini de sürdürdü.

Tesnim Haber Ajansı - Siyonist rejim, Lübnan direnişini tehdit ve rüşvet yoluyla ‘Sahaların Birliği’ stratejisinden vazgeçirebilmek için kuzey cephesindeki diplomatik süreci müttefiklerine emanet etti.  Lübnan direnişi, siyasi deneyimden kaynaklanan bir yaklaşımla, Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein ve Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne'ın çatışmayı durdurmak için sunduğu planlar karşısında muğlaklık politikasını izliyor.

Lübnan direnişi bu planlara açıkça karşı çıkmadan veya bu planları kabul etmeden Siyonist rejime saldırmaya devam etti ve aynı zamanda ABD ile dolaylı, Fransa ile doğrudan müzakere kanalını sürdürdü.  Bu arada deneyimli bir siyasetçi olarak kabul edilen Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, Batılı taraflarla yapılan müzakerelerde kilit rol oynayarak bu müzakereleri iyi yönlendirdi ve siyasi yolun kapanmasını engellemeyi başardı.

Bu konunun önemi, Siyonist rejimin daha önce Güney Lübnan'daki Şebaa Çiftlikleri konusunda müzakere etmeye istekli olmadığını ancak şimdi bu durum Fransızların tekliflerinden birinde, Sejourne'ın Beyrut'a ikinci ziyaretinde gündeme getirilmesinde ve Beyrut ile Tel Aviv arasındaki sınır müzakerelerinin başlatılmasında ortaya çıkmakta.

Ancak bu sürecin inceliği ve karmaşıklığı, Hizbullah'ın Siyonistlerin kuzey cephesinde rahat hareket etmesine izin vermemesinde görülüyor. Böylece Gazze cephesinde Filistin direnişine daha açık bir el ve daha fazla güçle karşı koyarken aynı zamanda bu kapıyı açık tutmayı da başardı.

Paris ve Washington'un direniş eksenini bölmeye yönelik ortak planı

Öte yandan ABD, Lübnan üzerinde daha fazla baskı oluşturmak amacıyla, bu ülkenin hükümetine ve ordusuna yapılacak her türlü yardımın, güneyde (işgal altındaki Filistin) ve doğuda (Suriye) ordu güçlerinin aktif varlığına ve ordunun kontrol ettiği sınırlarda gözetleme kulelerinin faaliyete geçirilmesine bağlı olduğunu vurguladı.

Amerika ve Siyonist rejim, 1990'lı yıllardan bu yana Lübnan ordusunu Hizbullah'a karşı saflara getirmeye çalışıyor ancak bu oyun o dönemde ordunun komutanı Emil Lahoud’un akıllıca davranmasıyla başarısızlıkla sonuçlandı. Daha sonra da farklı dönemlerde bu durum yaşanmadı. Ancak bu kez Amerikalılar ve Fransızlar, Lübnan'ın ekonomik sorunlarını göz önünde bulundurarak, ancak ordunun direnişle Siyonist güçler arasında tampon görevi görmesi halinde mali yardım sağlamaya hazır olduklarını vurguluyor.

Lübnan Parlamentosu üyesi Muhammed el-Hace Tesnim'e yaptığı açıklamada, Lübnan'ın toprak bütünlüğünün koruyucusu olarak direnişin rolü ve önemi ile bu bağlamda Gazze'ye destek verilmesi gerektiği konusunda Beyrut'ta fikir birliği bulunduğunu söyleyerek şunları belirtti: Kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmadan, Güney Lübnan'da ateşkes konusunda herhangi bir görüşme yok. Bu hem Meclis Başkanı'nın, hem Cumhurbaşkanı'nın, hem de direnişin vurguladığı bir konu.

Ancak Amerika ve Fransa'nın Siyonist rejimi desteklemeye yönelik siyasi oyunları devam ediyor ve Hizbullah da bu duruma dirayetle ve Lübnan'ın çıkarlarına zarar vermeyecek şekilde tepki vermeye çalışıyor. Bu arada direnişin diplomatik alanda aktif varlığının önemi de kaçınılmaz. Bu konuyu anlayan Hizbullah, göze çarpmadan bu süreçte ciddi bir rol oynamaya çalışmaktadır.

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler