İşgal Rejimi Medyası: Netanyahu'nun başarısızlıklarının haddi hududu yok

Tesnim Haber Ajansı - Siyonist analist Ben Kaspit bu İbranice yayın yapan internet sitesinde şunları yazdı: Ben-Gvir, dünyanın en büyük haber ajansıyla yaşanan çatışma skandalı olan Mescid-i Aksa'ya saldırı kararı aldı. Gallant, (Batı Şeria ile olan) çekilme emrini iptal etmeye karar verdi ve bu bölgenin bazı kısımlarını İsrail'e ilhak etti. Smotrich ayrıca Filistin Yönetimine bağlı kuruluşların varlıklarını devretmeyi de reddediyor.

Netanyahu'nun koalisyonunu eleştirenler arasında yer alan Ben Kaspit’in işgal içindeki çelişkileri ve aksaklıkları gün yüzüne çıkaran raporu şöyle: ‘Ben-Gvir'i her işi olabilecek en uygun zaman ve mekanda yapmasından dolayı övmemek mümkün değil. El-Halil pazarlarındaki en hızlı tezgahçı olarak anılan o, bugün büyük bir seviyeye ulaştı. Her halükarda zamanlama hayatın en önemli unsurlarından biridir ve Ben-Gvir zamanlamaların kralı sayılabilir. Bu sabah İsrail, liderleri hakkında tutuklama emri çıkmasını beklerken, ilk dalga Avrupa ülkeleri Filistin devletinin tek taraflı tanınmasını gündemine almıştı ve İsrail'in birçok müttefikinin İsrail'in silah ambargo programını kendi ellerine bıraktığı bir durumda, hatta Amerikalılar son sevkiyatı depolara iade ettiği bir zamanda, güvenlik durumu en kötü haldeyken ve ABD'de Yahudi olmak potansiyel bir tehlike olarak görülmeye başlanmışken, dünya ülkeleri bizimle iş yapmayı bıraktı ve geçici sermaye fonları sektörlerimizden fonlarını çekiyor. Üniversitelerimizin dünyanın her yerinde yaptırım ve boykot edildiği bir durumdayız ve tam da böylesine karmaşık ve kötü bir vaziyette Itamar Ben-Gvir, Süleyman Mabedine (Mescid-i Aksa) saldırmanın doğru zamanının geldiği sonucuna vardı.

Resmi çevreler bu eylemi siyasi ve polis düzeyinde koordine etmediğini iddia etti. Ama sonra onun siyasi düzeyde bir parçası olduğunu ve güvenlik yapısının ekseni olarak polisten sorumlu olduğunu hatırladım.

Geçen hafta, Ben-Gvir’in, Gazze'ye giden insani yardım kamyonlarını yerleşimci saldırılarına karşı korumak için asker gönderdiği için üst düzey polis memurlarını sorgulamak üzere nasıl çağırdığını ve bunun için ettiği feryatlarını anlatmıştım. Polis memurları, polisin asli görevinin kendisinin de bu kabinenin bir parçası olduğu kabinenin emirlerini uygulamak olduğunu açıklarken üstelik.

Ama ben orada Ben-Gvir’in yönetim yapısında kendine özel ve ayrı çıkarları ve planları olduğunu ve bunları takip ettiğini de söylemiştim.

Ayrıca unutmamak gerekir ki, dün Mescid-i Aksa'ya düzenlenen saldırı öncesinde Ben-Gvir, İsrail'in Gazze'yi işgal ederek burada yeni bir yerleşim yeri kurması gerektiğini, yerleşimlerin ise sadece köşe bucakta değil değil, Gazze Şeridi'nin tamamında olması gerektiğini ve kendisinin de bundan sonra orada yaşamaya gideceğini söylemişti.

Elbette Ben-Gvir yalnız değil ama yalnız kalan biziz, bu sabah ve uygun bir zamanda duyurduğu bu (çılgın) davranışlarda Gallant'ı yanına çekerek Kuzey Samiriye (Batı Şeria) ile olan bağlantının kesilmesini iptal etti.

İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin devletini tanıma kararına tepki olarak özyönetim kuruluşlarına fon transferini durduran Bazelel Smotrich’e ne demeli.

Bu arada, Smotrich'in önde gelen üyelerinden biri olduğu İsrail kabinesi, 7 Ekim'den yalnızca bir hafta önce, özyönetim kuruluşlarının bazı ekonomik avantajlardan yararlanması yönünde bir talepte bulunmuştu.

Ancak bu kabinenin dehası Haberleşme Bakanı Şlomo Karhi olmalı.

Dün İletişim Bakanlığı temsilcileri, Associated Press haber ajansının cihazlarına el konulması emrini uygulamaya koydu. Bunun nedeni, birisinin onlara el-Cezire haber ajansının Gazze'den canlı görüntüler almak için bu uluslararası haber ajansının cihazlarını kullandığını bildirmiş olmasıydı.

Bunun üzerine bakanlık görevlileri Sedirot'taki haber ajansı binasına saldırarak içindeki kameralara el koydu.

Aralarında Yair Lapid'in de bulunduğu çeşitli şahsiyetlerin, medya arasındaki bu işbirliğinin normal bir şey olduğunu, mesleki faaliyetler çerçevesinde yürütüldüğünü ve İsrail medyasının da farklı bölgelerde bu işbirliğinden faydalandığını İletişim Bakanı'na anlatmaya yönelik çabaları başarısızlıkla sonuçlandı ve İletişim Bakanı şunu duyurdu: Bu sadece bir başlangıç ​​ve bu haber ajansının diğer cihazlarına da el konulacak ve bunu yapan ve el-Cezire'ye yardım eden diğer medyalar da aynı kaderle karşı karşıya kalacak.

Ancak haber ajansının cihazlarını kendilerine iade etmek zorunda kalması çok uzun sürmedi ve İsrail resmi bir özür diledi.’